KENDİ BENLİK BİNAMIZ ve KİŞİSEL GELİŞİMİMİZ…
Kişisel Gelişim, son yıllarda çok sık duyduğumuz bir kavram. Biz de dâhil olmak üzere herkes bir “Kişisel Gelişim” tutturmuş, gidiyoruz. Binlerce kitap yazılıyor, yüzlerce içerik yayınlanıyor; programlar, eğitimler, danışanlar, danışılanlar, koçlar, terapistler, psikologlar, uzmanlar hep Kişisel Gelişim çalışıp konuşuyor. Bütün dünyada milyonlarca insana ulaşılıyor bu anlamda. Peki, bütün bunların sonunda kaç kişi Kişisel Gelişim adına önemli değişim ve dönüşümler yaşıyor dersiniz? Yani attığımız taşlar ürküttüğümüz kurbağalara değiyor mu? Yoksa (istisnalar hariç) havanda su mu dövüyoruz?
Amacım bu alandaki bilgiyi, emeği, gayreti, iyi niyetli çabaları küçümsemek ya da eleştirmek değil. Kişisel Gelişim alanında daha iyi sonuçlar alabilmek adına “NELER yapabiliriz?” veya “Bu konuda NASIL bir yol izleyebiliriz?” ya da “Kişisel Gelişimimiz için BAŞKA neler yapabiliriz?” gibi güçlü ve cesur sorulara cevap bulabilmek niyeti ve samimiyeti ile yazıyorum bunları.
Fikrini, bilgisini, konuşup yazdıklarını takip ettiğim, yararlandığım, benimsediğim ve savunduğum bu işin gerçek uzmanlarının izinden giderek ben de şunları paylaşmak istiyorum:
Kişisel Gelişim konusunu daha iyi anlayabilmek için öncelikle KİŞİ anlaşılmalı, tanınmalı, bilinmelidir. Kimdir bu değişmek, gelişmek isteyen kişi? Nasıl meydana gelmiştir? Nasıl gelişmiş, büyümüş, bilinçaltı nasıl kalıplanmıştır; davranışlarının kaynağı nedir? Bu davranışlar NASIL çeşitli alışkanlıklara dönüşmüştür? Bu davranış ve alışkanlıklar değişebilir mi? Eğer değiştirebilmek mümkünse nereden başlanmalıdır?
Ben bu konuyu konuşup çalışırken daha çok “inşaat” ve “bina” metaforlarını kullanıyorum. Yani kişiyi bir bina inşaatı olarak görüyorum. Eğer KİŞİ kendi benlik binasını temelinden terasına kadar yeniden ele alıp gezebilir ve bütün katları gözden geçirip terasa çıkabilirse konunun anlaşılması daha kolay olacaktır. Hadi birlikte gezelim isterseniz:
5 Katlı bir BENLİK BİNASI!
Temelimizde, bir çocuğa sahip olabilme arzusu taşıyan ebeveynlerimizin DNA yapısı ve Genetik kodları var. Anne – Babamızın da kendi ebeveynlerinden aldıkları temel harçlar bunlar. KİŞİ olarak bizim bu harç ve temel yapısına müdahale şansımız yok maalesef. Kimse ailesini seçemiyor ya, biliyorsunuz! Burası ile ilgili diğer detayları konunun uzmanı olan bilim insanlarına bırakıp 1. katımıza çıkalım…
Bu 1. kat öncelikle ve daha çok anne ve babamız olmak üzere, varsa abi, abla, kardeşlerimizin yapılandırdığı bölümlerden oluşuyor. Buna ailemizin genişliğine göre büyükbaba, büyük anne, dede, nine, dayı, amca, hala, teyze gibi DİĞER kişiler de müdahil olabiliyor. Biz KİŞİ olarak belirli bir yaşa ulaşıncaya kadar 1. Katımız iyice şekillendirilmiş, bölümlere ayrılmış, odaları dayanıp döşenmiş ve pek çok şey kalıplandırılmış oluyor.
İkazlar, nasihatler; umut, umutsuzluk, sevgi ya da nefret, korku, kaygı ve endişeler, cesaret, azim ve özgüven gibi olumlu ya da olumsuz pek çok malzeme kullanılıyor bu katın oluşumunda. Geçmişi bugüne getirip bu kata müdahale etmemiz de pek mümkün görünmüyor ne yazık ki!
Devam edelim; şimdi geldik 2.katımıza. Bu kat tamamen çevresel aktör ve faktörler tarafından inşa ediliyor. Sokak, çevre, akrabalar, okul, öğretmenler, arkadaşlarımız gibi… Bazen temel ve 1. kat yapılanmamız ile uyumlu olabileceği gibi bazen tamamen farklı bir iç yapı da ortaya çıkabiliyor 2. katımızda. Çok az bir kısmına bazen müdahil olabiliyor gibi görünsek bile aslında bu katta da değiştirebileceğimiz bir şey yok! Geçmişimize ulaşıp burada tadilat ve tamirat yapamıyoruz. O zaman benlik binamızı gezmeye devam edelim ve 3. katımıza çıkalım.
3.katımızda; temelde, 1. ve 2. katlarımızda kullanılmış olan bütün malzeme, girişim, etki, uyaran, mimari müdahaleler, yapılandırma ısrarları ve daha pek çok aktörün etkisi ile DEĞERLERİMİZ ve İNANÇLARIMIZ var. Nerede planlandıysak, nerede doğup büyüdüysek, nerede kimler tarafından yapılandırıldıysak ona göre şekilleniyor 3. katımız. Yeryüzünde kaç KİŞİ kendi ülkesi, toplumu, ırkı, dini, ailesi, çevresi dışında yani temel, 1 ve 2. katları tamamen yıkarak kendi benlik binasının 4. katını inşa edebiliyor sizce? En iyisi devam edip bu soruya 4 ve 5. katları gezerken cevap arayalım.
4.katımızda DAVRANIŞLARIMIZ, 5. katımızda ise ısrar ettiğimiz, vazgeçmediğimiz davranışlarımızın şekillendirdiği ALIŞKANLIKLARIMIZ var. Bunların oluşumunda da elbette temelde ve diğer katlarımızda kullanılan malzemelerin, yapılandırmaların, mimari bakış açılarının ve müdahalelerin payı var. Ancak bu katlarda tadilat, tamirat, değişim ve dönüşüm mümkün!
Nasıl mı?
Bunun için gereken en öncelikli husus BİLİNÇLİ FARKINDALIK!
Bilinçli farkındalık olmadan; değişimi nerede başlatacağınızı bilmeden, hiçbir şeyi değiştiremezsiniz. Yüzlerce kitap okusanız, onlarca video izleseniz veya konuşma dinleseniz, sayısız eğitime katılsanız da önünüze çıkacak en önemli gerçek budur…
Değişime temelden (DNA ve genetik yapı) veya 1, 2 ya da 3. katlardan başlamak; enerji ve zamanınızı asla müdahil olamayacağınız geçmişe harcamak size hiçbir şey kazandırmaz. Sonra hayal kırıklığı yaşar, “Bu benim genetiğimde var! Benim DNA’m böyle! Coğrafya kaderdir!” gibi bahane ve mazeretlere sığınarak konfor alanına hapsolursunuz. En sonunda da klasik bir “kadercilik” yaklaşımı ile başınıza gelen her şeye razı olursunuz.
Konuya devam edeceğiz elbette. Şimdilik bazı önerilerimi yazarak sizi video kanalımız, bloğumuz ve sosyal medya hesaplarımızda bu konu ile ilgili içeriklerimize havale ediyorum:
- Daha huzurlu ve mutlu olabilmek adına hayatınızda herhangi bir tadilat, tamirat ya da değişiklik yapmak istiyorsanız kendi BENLİK BİNANIZINinşaatını temelinden terasına kadar iyice tanımalısınız.
- Asla değiştiremeyeceğiniz temel, 1. ve 2. katlardaki bölümler için zaman ve enerjinizi harcamak yerine diğer katlar için “NASILbir değişim yapabilirim veya NELERİ DEĞİŞTİRİRSEM daha huzurlu ve mutlu olurum?” sorularına cevap bulmalısınız…
- 4 ve 5. katları davranış ve alışkanlıklarınızla inşa edilmiş olan BENLİK BİNANIZDA tadilat, tamirat, değişim ve dönüşüm için en uygun bölümlerin bu DAVRANIŞve ALIŞKANLIK katları olduğunu unutmayınız…
Sırf bir şeyler duydunuz, dinlediniz, izlediniz veya okudunuz diye değil; gerçekten NASIL bir değişime ihtiyacınız olduğunu ve bunu gerçekten isteyip istemediğinizi düşünüp samimi olarak karar vermelisiniz